YÜZÜNCÜ YILDÖNÜMÜNDE
İSMET İNÖNÜ’NÜN NOTLARINDAN
LOZAN KONFERANSININ AÇILIŞI
(YÜZ YILIN ANATOMİSİ)
Prof. Dr. Seçil Karal Akgün
Birinci Dünya Savaşı sonunda İtilaf Blokunu oluşturan İngiltere, Fransa, İtalya ve Amerika (müttefikler) ile İttifak Bloku olarak savaşan Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorlukları yenik düşünce “ulusların yaşadıkları topraklarda egemenliğine dayalı silah bırakışmalarla savaştan çekildiklerini duyurduLAR. Aynı yıl içinde galip ülkelerin barış koşullarını belirlemek üzere 18 Ocak 1919’da Paris’te topladığı konferansta da Almanya, Avusturya ve Macaristan, önlerine koyulan barış anlaşmalarını imzaladılarsa da. Osmanlılarla barış yaklaşık bir yıl sonra imzalandı. Şöyle ki, Osmanlı Devleti ile 30 Ekim tarihlinde yapılan Mondoros bırakışmasını gözardı eden müttefiklerin Türklerin yaşadığı toprakları çıkar alanlarını gözterek haksızca işgali, kuvayı milliye direnişleriyle karşılandı. 15 Mayısta Yunanlıların çok kan dökerek İzmir’e asker çıkarması üzerine bu yerel direnişler, Mustafa Kemal Paşa önderliğinde ulusal kurtuluş savaşına dönüştü. Bu savaşın beyni, mimarı ve işçisi olan Atatürk’ün başkanlığında Erzurum ve Sivas’ta toplanan kongrelerde Türklerin sınırsal, ekonomik ve siyasal bağımsızlığını belirten Misak-ı Mili hazırandı ve 28 Ocak’ta Osmanlı Mebuslar Meclisinde kabul edilip duyuruldu. Bu duyurunun Anadoludaki karşıkoymaları güçlendirmesi karşısında İstanbul’un 16 Mart’ta resmen işgal edilip Padişah ve Hükümetin tutsak duruma düşmesi ise 23 Nisan 1920’de Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılmasına ortam oluşturdu. Bu koşullar İzmir’in işgali üzerine doğan tepkilerle de birleşince Osmanlı Hükümeti ile barış antlaşması ancak 1920’de Sevr’de imzalandı. Ne ki Atatürk’ü başkan seçen TBMM Sevr Antlaşmasını tanımadığı için Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşının siyasal zaferi olan Lozan Barış Andlaşması 1923 yılında imzalanmasına kadar son bulmadı. İsmet İnönü’nün notları, büyük ölçüde de kendi ifadeleri temel alınarak hazırlanan bu çalışmada Lozan Konferansının açılışından imzalanmasına kadar geçen dokuz aylık süreç, 100.cü yılını kutlamakta olduğumuz ilk dönemine ağırlık verilerek özetlenecektir.
“Büyük Gazi, Türk zaferinin, Türk milletine temin edebileceği siyasi menfaatlar hakkındaki görüşlerinin en çok İsmet Paşa tarafından anlaşılmakta olduğuna ve bilhassa beynelmilel büyük bir konferansta fikir ve arzularının en iyi İsmet Paşa tarafından takip ve tatbik olunabileceğine kani idi.”